Organik kimyada cis-trans ve E-Z terminolojileri birbiriyle ilişkilidir ancak bileşiklerin, özellikle de çift bağa sahip olanların geometrik izomerizmini tanımlamak için kullanılan farklı sistemlerdir. Her ikisi de geometrik izomerleri çift bağların etrafındaki uzaysal düzenlemelere göre sınıflandırırken, bazı temel farklılıklara sahiptirler.
Cis ve trans, özellikle bir çift bağın etrafındaki veya bir halka yapısı içindeki ikame edicilerin göreceli konumlarını belirtir. Cis izomerlerinde benzer veya aynı ikame ediciler çift bağın veya halkanın aynı tarafında bulunurken trans izomerlerde zıt taraflarda bulunurlar. Bu sınıflandırma, ikame edicilerin uzaysal yönelimine dayalı olarak basit ve sezgiseldir.
Öte yandan E (entgegen, Almanca “karşıt”) ve Z (zusammen, Almanca “birlikte”) E-Z sisteminde kullanılan terimlerdir. Bu sistem, Cahn-Ingold-Prelog öncelik kurallarına dayalı olarak ikame edicilerin önceliğini dikkate alarak çift bağlar etrafındaki konfigürasyonu belirlemek için daha kesin ve sistematik bir yol sağlar. E-Z sistemi, çift bağın her bir karbonuna bağlı ikame edicilerin önceliğini hesaba katar ve en yüksek öncelikli gruplar çift bağın zıt taraflarında olduğunda E (trans) konfigürasyonunu ve çift bağın karşı taraflarında olduklarında Z (cis) konfigürasyonunu atar. aynı taraf.
Cis bazen Z’ye ve trans E’ye karşılık gelse de, bunlar her zaman birbirinin yerine kullanılamaz. E-Z sistemi, özellikle farklı önceliklere sahip birden fazla ikame edici olduğunda, çift bağlar etrafındaki konfigürasyonu belirlemek için daha titiz bir yöntem sağlar.
Cis ve trans izomerlerin başka bir adı da “geometrik izomerler”dir ve atomların veya grupların uzaysal düzenlemesine dayalı sınıflandırmalarını yansıtır. Bu terim, bu izomerlerin atomların bağlantılarından ziyade geometrik yapılarında farklılık gösterdiğini vurgulamaktadır.
Cis-trans ve E-Z kurallarının her ikisi de organik kimyada çift bağlar veya halkalar etrafındaki geometrik izomerizmi tanımlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu sistemleri anlamak, kimyagerlerin moleküllerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini, uzaysal düzenlemelerine dayalı olarak, reaktivitelerini, stabilitelerini ve biyolojik aktivitelerini etkileyerek doğru bir şekilde tanımlamalarına ve tahmin etmelerine olanak tanır.