Birincil ve ikincil dönüştürücüler arasındaki fark nedir?
Birincil ve ikincil dönüştürücüler, bir ölçüm veya algılama sistemi içindeki rollerine göre farklılık gösterir. Birincil dönüştürücü, herhangi bir ara dönüşüme ihtiyaç duymadan fiziksel bir miktarı doğrudan bir elektrik sinyaline dönüştürür. Örneğin, sıcaklığı doğrudan bir voltaja dönüştüren bir termokupl, birincil bir dönüştürücü olarak kabul edilir çünkü fiziksel bir olaydan (sıcaklık) bir elektrik sinyaline (voltaj) ilk dönüşümü doğrudan gerçekleştirir.
Öte yandan, ikincil sensör veya sinyal düzenleyici olarak da bilinen ikincil dönüştürücü, fiziksel miktarı doğrudan bir elektrik sinyaline dönüştürmez, bunun yerine birincil dönüştürücü tarafından üretilen elektrik sinyalini değiştirir veya koşullandırır. İkincil dönüştürücüler doğruluğu, aralığı veya ölçüm ekipmanıyla uyumluluğu geliştirmek için genellikle birincil dönüştürücüden gelen elektrik sinyalini güçlendirir, filtreler, doğrusallaştırır veya başka şekilde işler. Örneğin, gerinim ölçer gibi birincil bir dönüştürücüden gelen çıkış sinyalini yükseltmek için kullanılan bir işlemsel yükselteç (op-amp), daha fazla işlem veya ölçüm için sinyali değiştirdiği için ikincil bir dönüştürücü olarak kabul edilir.
Birincil dönüştürücüler, sıcaklık, basınç veya yer değiştirme gibi fiziksel bir miktarı doğrudan elektrik sinyaline dönüştüren cihazlar veya sensörlerdir. Bu dönüştürücüler, fiziksel dünyadan elektronik cihazlar veya sistemler tarafından daha fazla işlenebilecek veya kullanılabilecek bir elektriksel forma dönüşüm sürecini başlattıklarından, algılama uygulamalarında temel öneme sahiptir. Birincil dönüştürücülerin örnekleri arasında termokupllar, piezoelektrik sensörler, fotodiyotlar ve gerinim ölçerler yer alır; bunların her biri belirli fiziksel uyaranları ek ara adımlar olmadan ölçülebilir elektrik sinyallerine dönüştürmek için tasarlanmıştır.
Dönüştürücüler genel olarak iki kategoriye ayrılır: aktif ve pasif. Aktif dönüştürücülerin çalışması için harici bir güç kaynağı gerekir ve genellikle giriş fiziksel miktarıyla orantılı bir sinyal çıkışı sağlar. Örnekler termistörleri ve piezoelektrik sensörleri içerir. Pasif transdüserler ise aksine, harici bir güç kaynağına ihtiyaç duymazlar ve doğrudan girişin fiziksel miktarına göre değişen bir çıkış sinyali üretirler. Örnekler arasında termokupllar ve gerinim ölçerler gibi dirençli sensörler bulunur. Her iki dönüştürücü türü de uygulamanın özel gereksinimlerine bağlı olarak fiziksel olguları ölçüm, kontrol veya izleme amacıyla elektrik sinyallerine dönüştürmede önemli roller oynar.
Birincil sensör ile dönüştürücü arasındaki fark, ölçüm sistemlerindeki temel işlevlerinde yatmaktadır. Birincil sensör tipik olarak belirli bir fiziksel olguyu doğrudan algılayan ve ölçülebilir bir sinyale dönüştüren fiziksel cihazdır. Örneğin, sıcaklık değişimlerini elektrik sinyaline dönüştüren bir sıcaklık sensörü, birincil sensör olarak kabul edilir. Öte yandan, bir dönüştürücü, hem birincil dönüştürücüleri (fiziksel miktarları doğrudan elektrik sinyallerine dönüştüren) hem de ikincil dönüştürücüleri (birincil dönüştürücülerden gelen elektrik sinyallerini değiştiren veya koşullandıran) içeren daha geniş bir cihaz kategorisini ifade eder. Bu nedenle, tüm birincil sensörler birincil dönüştürücüler olarak sınıflandırılabilirken, dönüştürücülerin birincil algılama elemanlarına ek olarak sinyal koşullandırma elemanları ve dönüştürücüler içerebilen daha geniş bir cihaz yelpazesini kapsaması nedeniyle tüm dönüştürücülerin mutlaka birincil sensörler olması gerekmez.